Social Icons

Pages

11 Nisan 2015 Cumartesi

Nilüfer Açıkalın: Önce şampanya sonra sex on the beach

Nilüfer Açıkalın: Önce şampanya
sonra sex on the beach

Güzellikse güzellik, müzikse müzik, oyunculuksa oyunculuk... Nilüfer Açıkalın’la ‘Çak bir tokat’ gibi cüretkâr sözler içeren yeni albümü ‘Bambaşka Şarkılar II: Lapa Lapa’ için buluştuk. Lafını hiç esirgemedi...

Yeni albümünüzü ‘sokağın sesi’ olarak tanımlamışsınız. Neler duyuyorsunuz siz sokakta?
Öfke ve intikam patlamaları, şiirsel baladlar duyuyorum. Eğlence endüstrisindeki hırsa karşı duruşu görüyorum.

Rock aynı zamanda muhalif bir duruş demek... Siz de öyle bir kadın mısınız?
‘Muhalif’ diyerek incelik gösteriyorsun; aslında ben iflah olmaz bir anarşistim. “Dışı seni yakar içi beni” dedikleri türden bir durumum var. Her zaman zıt kavramlar arasındaki kardeşliği sorguladım. Güzellik ve çirkinlik, yoksulluk ve fakirlik, doğru ve yanlış, iyi ve kötü... Hayatla barışmak için önce savaşmak gerekiyor. Allah’a şükür, yaman bir savaşçıyım. Üstelik hemen her şeyi severim.

Her şeyi mi gerçekten, yok mu istisnası?
Bazen her şey içinden bir tek şey çıkar ve onu gerçekten hiç sevmem. Ne acıdır ki, kötüdür o şey. Ümitsiz vaka insanlar vardır mesela. Hepimiz biliriz, görürüz ve Allah’a havale ederiz. Böyle durumlarda havale sistemine geçmeden önce, “Belki kendine gelir” diyerek muhalif olmak lazım. Çünkü havale sisteminde geri dönüş yok. Geri dönüşüm kutusu da yok.

Oyuncu, şarkıcı ve yazar… İkinci albümünü henüz yayımlayan Nilüfer Açıkalın, onlarca sinema filmi ve tiyatro oyununda rol aldı. Seksenlerin sonunda TRT’de yayımlanan Kim Bunlar isimli komedi programıyla yaygın olarak tanınmaya başlayan Açıkalın’ın dokuz öykü kitabı, bir romanı var.



Neye muhalifsiniz?
Politikaya öncelikle. Bence politika, satanizmin başka harflerle yazılmış hali. Bir yanda kocaman, verimli bir ülke, yeraltı ve yerüstü kaynakları; bir yandan insanların emek, aş, barınak, insanca yaşama hakkı ve özgürlüğü. Bütün bunları adil bir şekilde, eşit oranda paylaştırmak üzere seçilen insanların zekâ seviyeleri, histeri krizleri, akıl sağlıkları, edepleri, ahlakları tartışma konusu oluyorsa... Mesela hiçbir öğretmeninden bir şey öğrenememiş bir vali değerli bir öğretmenin kalbini öldürecek kadar kırabiliyorsa... Mesela kocaman bir şehirden sorumlu bir başkan, ergen psikolojisiyle düzeysizleşebiliyorsa... Ya da ‘Cumartesi Anneleri’ diye bir grup ana, 500 haftadır kayıp çocuklarını sorup da cevap alamıyorsa... Ve kadın cinayetleri tüm hızıyla sürüyorsa... İnsanı bir düşüncedir alıyor,  bırakmıyor.

Şarkınızda ‘Çak bir tokat’ diyorsunuz... Kadına şiddet meselesi malum...
Kadına şiddete karşıyım.

Peki o sözleri söylerken tereddüt etmediniz mi?
Bu eğlenceli bir şarkı. Şiddeti sanatla dönüştürmek onu etkisiz kılıyor. Bu da gerçek hayatta uygulanma riskini azaltıyor.

Hem oyuncu hem müzisyen bir kadın olarak ekrandaki özellikle kadın bedenine yönelik sansür size ne hissettiriyor?
Ahlakın şartlarından biri ‘Hürriyet’tir. İslam âlimlerinden birinin deyişi bu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Blogger Templates